Müziğin hayatımızda bıraktığı pozitif etkiler saymakla bitmez. Hepimiz yolculuk yaparken, evimizde dinlenirken veya iş yerinde çalışırken kulaklık takip müzik dinlemeyi çok severiz ve o müziğin ruh halimizi iyileştirdiğine de hemfikiriz.
Müzik dinlerken beynimizin her bölümü birbiriyle bağlantı kurar. Bundan dolayı bazı hastalıklarda doğrudan etkisi olmasa bile fayda sağlayabileceği düşünüldüğünden müzik terapisi uygulaması doktorlar tarafından önerilmektedir. Müzik beyinde endorfin salgılanmasını sağlayarak olumlu duygusal tepkilerin tetiklenmesine yardımcı olur.
Bu konu üzerinde birçok araştırma gerçekleştirilmiş, araştırma sonuçlarına göre de müziğin beyin üzerinde;
- Müzik vücut üzerine doğrudan etki eder, özellikle kalp atışlarını ve metabolizmayı düzenler.
- Müzik öğrenmeyi hızlandıracak bir ortamı yani sakinliği sağlar.
- Beyne giden kan ve oksijen miktarı müzik dinlerken arttığı için harekete geçirici etki sağlar.
- Uzun vadede hafızayı geliştirir.
- Hafif müzikler hiperaktif çocukları ve yetişkinleri sakinleştirir.
- Müzik yaratıcılığı artırır. İlham veren duyguları harekete geçirir.
- Müzik, dinleyenlere analitik düşünme becerisi kazandırır.
- Beynin iki yarısının iyi entegre olmasına yardımcı eder. Böylece beynin iki tarafını da aynı anda çalıştırır.
- Müziğin beyni harekete geçirici yapısı sayesinde, kompleks ve karmaşık fikirlerin daha kolay çözülmesini sağlar.
Araştırma sonuçlarından da anlaşıldığı üzere müziğin beynimize ve ruh halimize etkisi oldukça büyük. Peki bu etkiler yaşımız ilerlediğinde farklılık gösterir mi?
Gençken dinlediğimiz bir şarkıdan etkilenebiliyoruz. Bunun sonucunda da o şarkı aklımızda kalıcı bir yer edinmiş oluyor. Bu şarkıların yarattığı etkiler sayesinde 10 yıl sonra aynı şarkıyı dinlediğimiz zaman beynimizin ödül mekanizması çalışıyor ve anısı olan bu şarkıları tekrar hatırlamış oluyoruz, sanki hiç unutmamış gibi. Ama bilmelisiniz ki her yaşta yeni müzikler keşfedebilir ve büyük bir zevkle dinleyebiliriz.